Dini boşver akla bilime kulak ver diyenlere çeşitli makalelerimizde zaman zaman cevaplar vermiştik. Şu kısa özeti tekrar edelim;
Akıl-Bilim çok meselede hatta her meselede, ama bilhassa şu dört meselede sonsuz ve onulmaz bir acizlik içindedir;
1) Metafizik ve Parapsikoloji. Nebevî mucizeler ve salihlerin kerameti ve facirlerdeki istidraclar.. Ve bunlar bir yana; sıradan insanların bile zaman zaman yaşayabildiği sadık rüya, hissi kablel vuku yani içine doğmak, hikmetli tesadüfler yani tevafuk, nazar, musallat vs çeşitli gaybi haller, tabiri caizse metafizik parapsikolojik paranormal hadiseler, aklı bilimi aciz bırakıyor, hep de bırakacaktır..
2) Ahlâk ve Hukuk. Çeşitli makalelerimde de isbat ve izah ettiğim gibi, ahlâkın da hukukun da ilk kaynağı akıl bilim değildir. Bir insan vahyi reddettiği anda tutarlı olmak adına aslında hiç ama hiç bir inanç ve ahlâk ve hukuku, hiç bir değeri kabul etmemesi gerekir. Salt bir anarşi düşüncesinde olması gerekir. Çünkü ahlâk da hukuk da akılla bulunmaz, vahiyle bildirilir akılla bilinir. Akıl gaye değil vasıtadır. Elbette her dinsiz her türlü ahlaksızlığı yapar demiyoruz, hâlâ bazı konularda ahlaklı davrananlardaki bazı iyilikler hilkatin fıtratın onda tamamen tahrib olmadığını ve şeriatın ahlakın nomosun kültürel izlerinin, din ve fıtratın hâlâ bazı kalıntı ve kırıntılarının varlığını gösterir.. Âdeta âlemde mutlak hayr vardır mutlak şer yoktur hakikatine muvafık olarak insanda fıtri olan hayrdır, şer değil. İyilik, tabiri caizse kuvve olarak potansiyel olarak mevcuttur mündemiçtir, ama iyiliği kuvveden fiile potansiyelden kinetiğe çıkartacak olan dindir.. Maden ve keşif ve işleme meselesi yani .
3) Âdem nesli. Hususan Peygamberler.. Hayatları boyunca asla yalan söylememiş ve üstün ahlâkları ile düşmanları tarafından bile emîn insan diye vasıflandırılmış binlerce nebi ve velinin ‘Yaratıcı vardır ve birdir’ sözünde ittifak etmiş olmaları.. Bir şehrin en yalancı beş on kişisi bile sırayla gelse deseler ki ey falanca evin yanıyor koş. Biri dese ikincisi dese üçüncüsü aynı şeyi dese.. Daha ikincisinde yandım anam diyerek koşar herkes.. Çünkü bir icma bir ittifak var ağız birliği var değil mi? İtibar eder insan. Bilateşbih, hayatlarında hiç bir defa ahlaksızlık ve yalancılık görülmemiş binlerce Salih kul, insanlığın en doğruları, bir konuda icma ittifak hâlinde ise. İtibar etmemek İman etmemek vicdan ve akıl kârı mıdır?
4) Âlem. Ve nizâmı. Ve onun için şart olan ilim, irade, kudret.. Zerreden küreye mikrodan makroya akılsız şuursuz ilimsiz iradesiz şu alemin mumkinulvücud olup, mutlak bir ilim irade kudret sahibi olan vacibulvücud tarafından yoktan var edilmiş olduğu ve O’nun tek hakim-i mutlak olduğu hakikati.. Âlemin mevcudiyet ve düzeni, ahengi, ve de teğayyürü; halıkı ve sahibinin hem de bir tek halık ve sahibinin olduğunu gösteriyor.. Âlemin teğayyürü yani sürekli değişiyor oluşu onun hudus olduğunu yani sonradan var edildiğini ezelî olmadığını gösteriyor. Ezelî demek mevcudiyeti ahvâli hiç değişmeyen demektir..
Daha fazlası için:
Levent AKINCI