İlişikte gördüğümüz görsel binlerce takipçisi olan bir sayfanın paylaşımı. Kırk sene kadar evvel 1981’de Mısır’da gerçekleşmiş olan meşhur Sedat Suikasti ve diğer bazı suikastler hakkında bir şeyler geveleyip lafı cehalete getirmiş.. Mısır’ın eski cumhurbaşkanlarından maktül Diktatör ve çağdaş Firavun Enver Sedat, sadece laik olduğu gerekçesi ile vurulmuşmuş, vuranlar cahil cühela imişmiş vs.. Vuran şahıs daha laikliğin ne halt oldugunu bile bilmiyormuşmuş..
Yazı böyle bir kaç sözde örnekle daha devam ediyor.. Sosyal medyada elden ele kopyala yapıştır derken, almış yürümüş. Bu yüzden muhatap almak zorunda kaldık ve bu mesele üzerine yazma geregi hissettik. Altına yorum olarak doğru bilgileri yazdığımız halde, paylaşım için değil tekzib düzeltme, dokunmadılar bile. Hâlâ sayfada yayında. Ol vakit buradan cevap alacaklar bu durumda.
Tabi ki o yazdıkları şeyler doğru değil. Yalan! Bir kere, Enver Sedat bir zalim ve haindi. O kadar savaşta o kadar Arap genci öldükten sonra, o ve yanaşmaları Camp David anlaşması ile resmen Filistin’i sattılar. Gerek biyografisi, fırıldak ve zalim, sadist, megaloman, faşist kişiliği ve gerek bu anlaşma hakkında bakınız;
https://islamansiklopedisi.org.tr/enver-sedat
Bu anlasma ile imza attığı ihanet sebebiyle bir resmi tören sırasında subaylar tarafından öldürüldü. Bu feda eylemini yapan teşkilatın emirleri ve mensupları; Mühendis Abdusselâm Farac, ve Sedat’ı vuran merminin sahibi Teğmen Halid el-İslâmbûlî, Yarbay Abbud ez-Zümer vs hepsi tahsilli insanlar. Hareket; kimi Farac gibi Mühendis, kimi Teğmen Islambuli gibi Subay, kimi Tabip, kimi Muallim; bir çok kesimden tahsilli insanlardan oluşuyordu. Eylemin fikir babasının ve planlayıcısının merhum Hâlid el İslambûlî, müftisinin ise merhum Şeyh Ömer Abdurrahman olduğu söyleniyor. Ki, O da âmâ haliyle Ezher mezunu ve yüksek tahsili olan bir alim..
Merhum Islâmbûli ve arkadaşları; subay olanlar kurşuna dizilerek siviller ise idam edilerek şehid edildiler.
Zümer ise müebbet denecek miktarda yıl cezasıyla hapis yedi. Birinci halka denecek derecede öne çıkanlar idam edilir veya ağır müebbet alırken, ikinci üçüncü halka olarak görülen bir çok kimse de çeşitli hapis cezalarına çarptırıldı. Ve bütün hepsi de ağır işkenceler gördüler.
Abbud Zümer otuz yıl sonra serbest bırakıldı. “SON GECE” adlı kitap seneler evvel onunla hapiste yapılan röportajlar sonucu yazıldı diye biliyorum. Bu kitapta işkenceler de anlatılmaktadır.
Zümer’in hapisten çıktıktan sonraki yakın yıllardaki bir röportajı da link olarak aşağıda ilişiktedir. Pişman olmadığını ve gerekçelerini söylüyor orada. Yeni çizgisini tam anlayamadım ama twitterda hesabında gördüğüm kadarıyla, yanlış anlamadıysam artık bir partici. Bu çizgisini asla tasvip etmiyorum, Allah ıslah etsin. Hidayete döndürsün..
https://www.timeturk.com/tr/2011/03/24/abbud-zumer-ile-30-yil-sonra-ilk-soylesi.html
Islâmbûli’yi ve eylem sürecini de anlatan bir diğer kitap da “BENNA’DAN İSLAMBULİ’YE İSLAMÎ DİRENİŞ HARİTASI” isimli kitaptır. Başka da kitap, makale yazılmıştır, hepsi Türkçeye tercüme tab edilmedi.
Seneler evvel, İslâmbûli’nin annesi ile yapılan bir röportajda aslen İstanbul’lu olduklarını, Mısır’daki Osmanlı bâkiyesinden olduklarını, galiba seyfiye veya ilmiye kökenli bir aile, sülalenin bu yüzden kadimden beri Islâmbûli diye anıldığını söylemişti.. Bir taraftan Seyyid Arap bir taraftan da Türk kökenli bir aile. Halen hayatta olan kardeşi de yakın yıllardaki bir röportajda aynı şeyleri söylemişti.
Mısır’da “emperyalist” bir “burjuva” grubunu tarayan ve başlarındaki “işkenceci diktatör”ü vuran o insanlara iftiralar atan Facebook Sebahattin Ali sayfası ve sayfa tayfası; Türkiye’de bilhassa yetmişlerde askerlere erâta ateş eden çeşitli kızıl örgütçüleri kahraman ilan ediyor yedi yirmidört onları paylaşıyor. Böyle de iki yüzlüler ikircikliler!
Bu iftiracı hesabın adında reklamını yaptığı şahsa yani Sebahattin Ali’ye ve onun piri sayılan Nazım Hikmet’in kim olduğuna dair ayrıca bir makale yazacağız inşallah.
Levent AKINCI
Kategoriler
Bir kısım solun karakteri
