Nikah masasına oturdun”, “Arkadaşımın aşkısın”, “Ama evlisin”..
Başı bağlı kadınlara aşkı imrendiren böyle onlarca şarkı var, kimi eski kimi yeni.
Sonra tabi ki sabahları yayınlanan bazı kadın programlarındaki rezalet manzara ortaya çıkar!..
Demeli bu şarkı sözlerini yazan ve okuyanlara; behey ar namus bilmez; madem artık o başkasının helali, sana da her türlü uzak durmak ve susmak düşer.
Bu tür namus düşmanı sapık şarkıların da rolü olmuştur bu günkü bazı ahlaksızlıklarda..
Ondan sonra da sözde psikologlar sosyologlar ekranlarda güya analiz yapıyor hatta ekranda polisiye kadın programı yapıp hatta mahkeme kurup “timsah gözyaşı” kaabilinden çözüm arıyorlar akılları sıra.
Antik putperest Roma’dan bu yana tarihin hiç bir devresinde cinsel ahlaksızlıklar bu kadar teşvik edilmemiştir.
Sabahları yayınlanan bazı kadın programları ve benzeri zırvalıklarda bir kısım halkın bitik olduğunu görüyoruz. Ama bu rezil zelil hale getiren etkenleri kimse doğru düzgün ortaya koyamıyor!
Bir taraftan aldatma, hatta yengeye aşk konulu Aşkı Memnu, iki kardeşle de aşk yaşayan kız konulu Kuzey Güney vs gibi Ensest sayılacak türden tv dizileri, bir taraftan pislik pislik şarkılar, bir taraftan ibnelerin lgtbinin truva atı ve mayın eşeği feministlerin muzır faaliyetleri propagandaları, bir taraftan bütün iblislikleriyle internet.. Ve bütün bu sinekleri besleyen bataklık, yani tuğyani sistem..
Sonuç; ramazan günü demeden falan örgüt filan örgüt denilerek asılsız ve isbatsız gerekçelerle evleri basılan müslümanlara, bütün Osmanlı camilerinin ve Payitahtın Topkapı sarayının alnının çatındaki o en şerefli sözü yani Kelimeitevhidin bayrağını açtılar diye beşer onar sene hapis cezası verilirken, “taşları bağlayıp köpekleri salmışlar” dedirtircesine bin bir çeşit melanet serbest. Demokrasi böyle bir şey işte..
“Bir kısım” sahiller, parklar, mesire yerleri, kafeler ve hatta toplu taşıma araçları, ve bazı semtler sokaklar; adeta birer açık hava kerhanesi ve meyhanesine dönüşüp, ehli namusun ailece adım bile atamayacağı hale gelmiş durumda!
Sahi Demokrasi nedir? Düşün, sen annen baban evladın abin ablan vs ailecek gideceksiniz sahile ormana dağa pikniğe; bir grup eski kaşar ayyaş gelip tam da dibinde rakı şarap çilingir sofrası kuracak, kahkahalar zırva müzikler vs, derken.. Diğer tarafında bir kısım ergen piçler elinde birasıyla haplanmış olarak gelip sevişecek.. Az ötende iki eşcinsel oynaşacak.. Yürüyüş parkurunda azıcık nefes alayım diyip yürüyecek olsan, züppenin biri itini gezdirecek diye ve ipini de tüm yolu keser gibi uzun tutacak, sen kenara geçip iki ite de yol vereceksin.. Piknik alanında it gelip senin piknik yerine sofra bezine işeyecek ve sen susacaksın.. Toplu taşımaya bineceksin karşına baksır don gibi şortuyla züppenin biri oturup bir de bacak bacak üstüne atacak bir yerlerini ailenin ‘gözüne gözüne’ sokacak, yahut, normalde başka zamanda kadın cinsel obje değildir diye cırılan teşhirci zillinin biri geçecek karşına mini şortundan bilmem neresini ‘gösterecek’.. Bir de dövmesi olacak açıkta olan kıçında, baksın herkes diye. Es kaza veya meraktan bakan “dikizci sapık”, başka tarafa dönüp ona bakmayana “vaay, bastırılmış dürtüler”, “yazıya odaklan kıçıma değil”, “aklınız fikriniz apış arasında çıkın artık oradan” modunda linçlemeler.. Teşhirci zillinin biri taşıtta karşısına oturup hasbelkader yorgunluktan elini yüzüne kapatmış bir adamı böyle linçletmişti ya hani sosyal medyada.. Tam bir açık hava tımarhanesi.. Demokrasi tam da budur işte..
Ve “Zoraki bir saygı ile bir türlü gizlenemeyen o aşağılayıcı bakışlarımızı saymazsak, biz sizin kamusal alanda tesettürünüze kıyafetinize karışmıyoruz; karşılığında siz de bizim bütün bu melunluklarımıza katlanacaksınız” demenin öbür adıdır Laiklik..
Laikim Demokratım diyenin İslam ile hiç bir bağı kalmamıştır.. Ve bu rezaleti değil Müslüman Türk; geleneksel dindar bir Hristiyan Rus Avrupalı Amerikalı veya Musevi bile kabul etmez. Zaten onların da, dinine inananları laik değiller!..
Demokrasi; halkın veya vekillerinin çoğunluğunun kafa kafaya verip aldığı her kararı iyi güzel doğru olarak gören bir tuğyani sistemdir. Oy çokluğu ile her bir helali yasak ve her bir haramı da yasal kılabileceklerini ve bunun iyi güzel doğru olduğunu savunanlara demokrat diyoruz..
Ve bu günkü bütün bu çürüme laikliğin ve demokrasinin acı birer meyvesidir. Ve görülen o ki, bunlar daha başlangıç.. Sonun başlangıcı..
Velhasıl asırlık ihanet ve ifsad zirvesini yani çukurunu yaşıyor.. Lağım çukuru.. Mehmet Rauf’un ahlaksız Pençe’siyle başlayıp Simavi ve Yalman kardeşlerin pislik matbuatıyla ve Yeşilçam ile devam edip, Tv kanalizasyonları ve İnternet ile hadd safhasına ulaşan büyük yıkım..
Bu noktada asrın deneyi ve deneye dair şu hakikatli makalemizi bir kez daha hatırlatmadan geçemeyeceğiz..
Fareler ve İdeolojiler
Levent AKINCI