Hatırlayalım;
Portekiz kralı Don Sabestian, Fas’ta başında bulunduğu İspanya ve Portekiz ortak ordularını komuta ettiği Kasralkebir savaşında Osmanlı tarafından ordusuyla beraber imha edilmişti.
İsveç kralı Karl namı diğer Demirbaş Şarl düşmanlarından kaçıp Osmanlı kapılarının eşiğine sığınmıştı bir vakitler..
Habbsburglar’a esir olan Fransa kralı Fransuva ve annesi Osmanlı’ya yalvarıyordu yardım etmesi için..
İngiltere‘yi İngiltere yapan ilk gerçek kraliçesi 1. Elizabeth, taht ve toprak için kendisini evliliğe zorlayan ve tecavüze hazırlanan Habbsburg İspanya kralı Felipe’ye karşı yardım için Osmanlı’ya ağlıyordu..
Kalleş zındık İran şahları mektuplarında Osmanlı’ya ajitasyonlar yapıyor ve üstüne varıldığında ise usluplar bir anda değişiyor ve ağlıyorlardı. Osmanlı Padişahları ile İran şahlarının bir mekâna gelmesi ilk defa Şah İsmail ile Selim Sultan arasında Çaldıran’da görüldü. Şah kaçtı ve kendini şaraba vurdu, orduları Baybars tokadı yiyen Hülagü gibi o da kahrından geberdi.. İkinci ve son kez de Sultan Abdulhamid ve ayağına gelen ziyaretçisi Şah Muzafferuddin Kaçar arasında görüldü.. Çaldıran sonrasında bir daha hiç bir Şah savaşlarda Osmanlı karşısında ordunun başında meydana gelmeye cüret edemedi.
Rusya çarı Kazan ve Kırım’da yaptığı zulmün mukabilinde Osmanlı’nın talimatıyla Moskova’yı basan Kırım atlıları karşısında başkenti terk edip saklanıyordu..
Amerika Birleşik Devletleri bir devlete haraç veriyordu, o da Osmanlı devletinin Cezayir dayısı olarak tayin ettiği bir paşa idi..
Habbsburg Kutsal Roma Germen İmparatorluğu ve diğer Sömürgeci Haçlı Avrupalı, Osmanlı karşısında Preveze ve Mohaç gibi sayısız savaşta perişan ediliyordu ve Akdeniz bir Türk gölü, Alpler ise Osmanlı Akıncılarının sınır ötesi akınlarının olduğu delik deşik bir hudut idi..
Çin, Osmanlı seyyah ve tüccarlarından Japon saldırılarına karşı tüfek dileniyordu.. Türk elçi veya seyyaha ordu komutanlığı ve top tüfek imalatının başına geçmesini teklif ediyordu..
Diğer, haritada ve hayatta sinek poku kadar yer işgal etmeyen zibil gibi kefere devlet ve devletçiğini konuşmaya gerek bile duymuyorum..
Daha da geri gidersek Eyyubi karşısında köpek olan Haçlı ve Tapınakçılar‘ı, Memlûk karşısında tilkiye dönen Moğollar‘ı ve Haçlı Tapınakçılar‘ı ve Selçuklu Abbasî karşında fareler gibi dağılan Bizans’ı Roma‘yı, İspanya‘dan Çin‘e Emevî karşısında hizaya gelen Haçlı ve Paganları..
Tarih İslam Devleti’nin fütuhatına şecaatına gücüne de adaletine fütüvvetine medeniyetine de şahittir.
Asrı Saadet, ve sonra bilâteşbih Emeviler, Abbasîler ve Osmanlılar, ve bu Hilâfet devletinin bünyesindeki diğer sultanlıklar ile yaklaşık 1300 sene yeryüzünde İslâmî Cihan Devleti hüküm sürmüştür.
Cümle doğulu ve batılı sömürgeci küffara bu maziyi, bu kökleri er geç hatırlatacaktır bu ümmet.. İsveç’te mushafı yakanlar da, bu ülkede kökünüzü kurutacağız diyen köksüz piçler de bilecekler..
Levent AKINCI