Kategoriler
Özel Dosya Tarih

FRANKLAR: “HAYDİ HAÇLI SEFERİNE !”

 

image001

Vikipedi

Franklar Tüm Cermenleri de Moğolları da Birleştirmiş Çağırıyor:

“Haydi Haçlı Seferine !”

 

Bu mühim makalemizde sadece Franklar ve Fransa tarihi değil, bir manada son iki bin yıla dair kısa bir Dünya tarihi turuna da çıkacak, hafızamızı yoklayacak, bazı mühim tesbit ve teşhislerde bulunacak ve maziden çıkartacağımız derslerle anın fıkhına dair işaretler verecek ve atiye dair bir reçete sunacağız..

Bildiğimiz üzere, İslam Devleti tek bir devlettir aslında. “Asrı Saadet”in devamında “Emevi-Abbasi-Osmani” Hilafetleri’nin her birisi, birbirinin devamı ve varisi olan hanedandırlar. “Devlet’el-İslamiyye” hemen tüm esas ve kurumlarıyla aynıdır, değişen sadece hanedanlardır. Ve “Ehli Sünnet Ulema”; 13 asır boyunca “Arz’da Varis Kılınmış”lardan yani Hak üzere bir Cihangir Devlet olan Hilafet’e, “Şam, Bağdat, Kahire, İstanbul”daki tüm halifelerine, her birinin devrinde icmaen biat etmiş, ardında durmuşlardı. Ta 20. Asrın başlarında hariçten yedi düvel kafirler ve dahilden münafık ve zındıklar eliyle yok edilene dek.. Bu mücmel malumat dursun her daim kalbimizde aklımızda.. Adımızı bile unutacak kadar büyüleyecek olsalar; asla bu ‘Usul’it-Tarih’i unutmayalım!.. (Daha fazlası için Bknz: http://www.adimlardergisi.com/osmanlida-siilik-ve-kizilbaslik-meselesi/)

image002 image003 image004

İslam’ın iki keskin kılıcı olan, Zülfikar’ın iki ucu misali; “Türkler ve Araplar” hakikatine dikkat..

 Asıl meseleye gelelim. Bildiğimiz gibi, Türk baskısıyla gerçekleşen kavimler göçü ile Avrupa’da haritalar yeniden şekillenmiş, ve neticede büyük Roma İmparatorluğu yıkılmış, Haçlı küffar iki başlı bir yapıya dönüşmüştür, Emevi-Abbasi ve Osmani’nin ilk asırları boyunca her daim iki kolla da savaşlarımız olmuştur.. Biri “Haçlı Avrupa”; diğeri de “Doğu Roma-Bizans”. Zamanla Kutsal Roma-Cermen Vatikan’ı Katolik, İstanbul Patrikhane’si Ortadoks olarak iki mezheb olarak tefrik olacaktır.. 1054 Senesinde bu kesinleşir..

Haçlı Avrupa’da, önce “Franklar”, “Şarlman İmparatorluğu”, ve daha sonra “Kutsal Roma-Germen İmparatorluğu” ve onun devamı olan “Habsburglar Şarlken-Ferdinand”, ve diğer hanedanlar ve krallıkları ortaya çıkmış, ve daha sonra da çeşitli iç ve dış savaşlardan sonra gitgide bu günkü Avrupa haritası oluşmaya başlamış, ve asrımızdaki dünya savaşlarından sonra da artık şimdiki haritalarda karar kılınmıştır..

image005

Cermenlerin bilinen ilk kaynakları ve göç yolları.

Büyük Cermen kavimleri: Franklar, Alamanlar, Burgondlar, Ostrogotlar, Vizigotlar, Vandallar.

“Cermen” bir kavim olan “Franklar”, MS 3. yy’dan itibaren bu günkü Fransa-Almanya-İtalya üçgeninde varlık göstermeye başlar, ilk Galya-Fransa kralı 1. Clovis aynı zamanda ilk Hıristiyan Frank kralıdır. Ve, Franklar, böylece başlayan Merovenj hanedanı devrinde henüz Roma’nın tabisidirler. 800 yılından itibaren Şarlman ile Karolenj hanedanı başlar. Bu arada, 711 yılında İspanya Tarık Bin Ziyad rh. Kumandasında Emevi fatihlerince fethedilirken Vizigot devleti yok edilir ve kralları Roderik de gebertilir. Emevi’den öldürücü darbeyi alan, kralları öldürülen, devletleri yok edilen Vizigotlar da, Fransa’ya kaçıp Franklar’a katılmışlardır. Emevi akıncıları Franklar’ın da ensesinden, kurdun köpeği kaptığı gibi kapacaktırlar.

Sancağında “Lailahe İllallah Muhammed Resulullah” ve “Kaderde olan gelir başa” yazan Ze’ballah (Allah’ın Kurdu) Akıncı-Deli kullar böyledir.. Bir bakarsın Arap-Emevi olur batıdan girerler Avrupa’ya Pireneler’den aşmış ve Paris önlerindedirler; bir bakarsın Türk-Osmanlı olur doğudan girerler Avrupa’ya, Alpler’de terörize ederekten şövalyeleri, Münih-İnnssbruck önlerindedirler!.. Bir gün de bakarsın ki Paris’te, Moskova’da, Londra’da, Berlin’de, Newyork’da, Pekin’de, Roma’dadırlar.. Kaçış yok.. Allahuekber!..

Franklar da, Vizigotlar ve Ostrogotlar da “Cermen” kavimlerindendir. Ve İngiltere ulusları yani Angıl-Sakson-Yutlar da “Cermen” kavimlerdir..

Hemen hatırlatalım, bildiğimiz gibi, kavimler göçünde; “Turani” kavimlerin önü sıra “Slavlar” sıkışır, onların da önü sıra “Cermen” kavimleri, onlar da “Latinler”i sıkıştırır ve bu sıralamayla batıya doğru bir baskı ve göç devam ederek, Büyük Roma da parçalandıktan sonra, bu günkü Avrupa Akvamı’nı teşkil etmeye başlarlar.. Ve daha sonraları; kabaca söylemek gerekirse, genellikle “Slavlar Ortadoks”, “Germenler Protestan”, ve “Latinler de Katolik” olagelmiştir. Tam olarak böyle değilse de genel olarak bu böyledir..

image006

Büyük Roma İmparatorluğu, ve doğu batı bölünmesi..

Daha sonra batıdan soldan Tarık Bin Ziyad’lar, doğudan sağdan da Alparslan ve nice Fatih’ler iki sözde kartalın da tüyünü kanadını yolup kopartacak, nihayetinde Doğu Roma-Bizans’ın kafasını da kopartıp yok edecektirler..

Bir manada, ilk Frank kralı 1. Clovis’den sonra ikinci kurucu Fransa hükümdarı da diyebileceğimiz “Şarlman”, 800 yılında Vatikan’da Papa 3. Leo tarafından tac giyme töreni ile “Roma İmparatoru” ilan edilir. “Bizans” ile de evlilik yapıp eskisi gibi tek ve “Büyük Roma İmparatorluğu” teşkil etmeyi de arzularsa da, Bizans’da o sırada İmparatoriçe olan irini bir darbe ile devrilir ve bu niyeti gerçekleşemez. Şarlman’ın sınırları, merkezi Fransa olan ve bu günkü Almanya, Belçika, Hollanda, İsviçre, Avusturya, Macaristan’ın bir kısmı, orta ve kuzey İtalya, Endülüs Emevileri’nden aldığı kuzey doğu İspanya olmak üzere epey bir toprak sahibidir..

image007

Frank-Şarlman İmparatorluğu (Haç’ın Avrupa Kanadı)

image008

Doğu Roma-Bizans. (Haç’ın Asya Kanadı)

Ve o asırda İslam Devleti..

Bildiğimiz üzere Endülüs Emevi akıncıları vaktiyle tüm İspanya’yı fethedip, Pireneler’i de aşıp “Fransa” topraklarında fütuhata devam ederek ta “Paris” yakınlarına dek sokulmuşlardı.. Fakat nasıl ki Osmanlı akıncıları ta “Almanya” içlerinde “Münih” önlerinde fütuhat ve taarruzlar yaparken 1683 Viyana bozgunu varsa, ol vakitler Emevi’de de 732 Puvatya bozgunu vardır, ve duraklama başlamıştır.

Şarlman öldükten sonra imparatorluğu torunları arasında üçe bölünür. Batı Franklar Paris merkezlidir. Son Karolenj kralın ölümüyle idare Kapet hanedanı olarak 987-1328 seneleri arasında hüküm sürecek olan aileye geçer.

Öte tarafta “1. Otto”, Şarlman’ın ülküsünü yeniden canlandıracaktır. 962 senesinde “Papa” tarafından tac giyidirlerek “Kutsal Roma-Cermen İmparatoru” ilan edilir. Haç’ın Avrupa kolu böylece yeniden canlanır.. 1806’daki Napolyon savaşlarına dek yaklaşık 9 asır varlığını sürdürecektir bu “Kilise-Saray” ittifakı. Bu arada bahsettiğimiz üzere, Vatikan-Fener Katolik-Ortadoks farklılığı da gerçekleşir..

image009

Daha sonra.. İslam ordularının dört koldan ilerleyişi; 636 Halife Ömer Radıyallahuanh devrinde “Kudüs” fethi, 711 Emeviler’in “İspanya” fethi, 1071 Oğuzlar’ın Büyük Selçuklu Devleti’nin Malazgirt zaferi ve “Anadolu” fethi ve İznik’de 1075 Anadolu Selçuklu Devleti’nin kurulması neticesinde artık Araplar‘ı İspanya’dan, Türkler‘i Anadolu’dan atmak ve Kudüs’ü geri almak için harekete geçecektir Avrupa.. Haç’ın iki yakası bir araya gelmek üzeredir.. “Bizans” ve “Germenler”.. Hilal’in iki ucunu kesmek için; “Anadolu Türkleri”ni ve “Endülüs Arapları”nı..

image010

Kutsal Roma-Germen

 image011

       Doğu Roma-Bizans

İlk Haçlı seferi çağrısı 1074 yılında Bizans imparatoru 7. Mihail Dukas tarafından yapılır. 1092’de Büyük Selçuklu Sultanı “Melikşah”ın vefatı ile otorite boşluğu ve iktidar mücadeleleri, ve 1086’da Anadolu Selçuklu Sultanı “Kutalmışoğlu Süleyman Şah”ın vefatı üzerine Türkler zor durumda kalmışlardı. Ve Bizans İmparatoru 1. Aleksios Komminos, Haçlı seferleri çağrısını yenilemiş, Papa 2. Urbanus da bu çağrıyı olumlu karşılamış ve 1095 Clermont konsilinde halkı kutsal savaşa çağırmış, halka hem cennete gitme, hem de dunyalık olarak da para ve toprak vaadinde bulunmuştur.

Haçlı yemini eden ve üzerlerinde Haç işareti taşıyan “Fransız” Keşiş Pierre l’Ermite önderliğinde ilk Haçlı ordusu 1096 yılında yola çıkar.. Bu keşiş, Avrupayı eşek sırtında ülke ülke gezip halkı bu savaşa davet edip aynı uhrevi ve dünyevi vaadlerde bulunmuştu. Gerisi malum.. Ondan fazla büyük Haçlı seferi yapılmıştır. Bu hışımdan Bizans ve Yahudiler bile payını almıştır bazen..

image001

Anadolu Arslanı “Kılıçarslan”, Musul Atabeyi “Zengi”, “Salahaddin”, ve “Baybars” gibi erler gerekli cevabı verip bu belayı def etmişlerdir.. “Hıttin” galibi Kudüs fatihi Salahaddin de, varisi sayılan “Ayn Calud ve Antakya ve Afşin” galibi ve fatihi Baybars da Mısır-Suriye Sultanıdır.. Irak-Suriye-Mısır hep bir bütün gibidir..

Kısacası Anadolu elden çıkmamıştır.. İki asra yakın bir zamanda Haçlı seferleri ve bir asırdan fazla bir zaman boyunca da Moğol istilalarına sahne olan İslam merkezi Anadolu-Irak-Suriye-Mısır asla uzun süreli olarak elden çıkmamıştır..

image012 image013

Süper güç Haçlı ve Moğol karşısında, devirlerinin Taife’tül-Mansura’sı olan kahraman Sultan Salahaddin’ler, Sultan Baybars’lar çıkmıştır.

( Sonradan artık Hıttin-Ayn Calud gibi Şam önlerinde Üç Mescid’i ve Ümmet’i muhafaza için bir varoluş savaşı vermekten de öte, düşmanı direk kendi evinde tokatladığımız Mohaç’ları Preveze’leri ve ol Muhteşem Halife Sultan Süleyman Asrı’nı göreceğizdir..)

Aynı şey Endülüs için de geçerlidir. Lakin çok dağılmış ve kayıplar vermiştirler.. Ve adeta deniz ötesinde Avrupa’nın İber ucunda orada öylece mahsur kalmıştırlar. Haçlı seferlerinden ümidi kesilmiş olan ve Haç’ın doğu kolu olan Bizans’ın 1453’te Muhammed Fatih rh. Eliyle fethedilmesiyle daha da ye’se düşen ve panikleyen Haç’ın Avrupa kolu, Endülüs’ün son kalıntılarını yok etmek üzere şer ittifakları kuracaktır..

Adeta, “Siz Osmanlılar biz Avrupa’nın doğu kolu olan Bizans’ı kestiniz, biz de sizin batı kolunuz olan Endülüs’ü keseceğiz” dercesine..

İspanya’da, “Kastilya Kraliçesi İzabel” ile “Aragon Kralı Ferdinand” 1469’da evlenirler ve bu iki otonom devlet birleşip tek devlet olmaya çalışır. Ve kuvvetlerini ve nüfuzlarını birleştiren bu ikili uzun süren katliamlardan sonra 1492’de son Emevi devleti olarak kıyıya sıkışmış olan “Granada Emirliği”ni de yok ederler..

“Arab’ın ah ettiği yer” deyiminin hikayesini okuyalım bir ara. “Türk’ün ah ettiği yer” neresi denseydi, işte o da Hilafet’in ilga edildiği 1924..  Çok ibretlik çook.. 1492 ve 1924.. Aynı rakamların biraz değişmiş sıralaması.. Çok ilginç ve ibretlik ve acı bir tesadüf.. Önce batı kanadımızı kesmişlerdi, şimdi ise doğu kanadımızı hatta kafamızı kesmişlerdi.. Guadelete ve Konstantinapolis’in intikamı olarak.. Allah’ın günleri devirlidir.. Ee.. Şimdi Süleyman ve Zülkarneyn Aleyhimasselam’ın Cihangirliğini yeniden canlandırma vaktidir..

Nerede kalmıştık. Bu şeytani evliliğin torunları olan “Şarlken ve Ferdinand” kardeşler, sırayla Kutsal Roma-Germen İmparatoru olacaklar, ve 1520’de Osmanlı tahtına geçen “Halife Sultan Süleyman” rh. ve “Barbaros Hayruddin” rh. tarafından Haçlı küfrün başı olan bu Habsburg Hanedanı’na karşı en şiddetli darbeler indirilecek, Endülüs’ün de intikamı defalarca alınacaktır. Mohaç’da, Pereveze’de ve daha sayısız fetih, zafer ve akında..

image014

 

Hülasa, üç kıtanın birleştiği ve tüm kadim medeniyetlerin merkezi olan Doğu Akdeniz Havzası; Anadolu-Balkanlar, Irak-Şam-Mısır, ve daha nice yerleri, İpek ve Baharat yolları gibi ticaret yollarını elinde tutup, tabiri caizse yedi deryaya üç kıtaya hükmeden, Akdeniz ve Karadeniz’i adeta bir İslam iç gölü haline getiren, ve “Süleyman Asrı”nda en ihtişamlı zamanını yaşayan “Hilafet Devleti” karşısında, ta İstanbul’un fethi sonrası ve İspanya şeytanlarının izdivacından beri “Coğrafi Keşifler” dediğimiz arama tarama çalışmaları yapmakta olan Avrupa Haçlıları ilk etapta İslam coğrafyalarından ötelerde, okyanus ötesi keşif ve sömürge ve katliam çalışmaları başlatırlar.. Sonraki tüm asırlar boyunca yapacakları “Kızılderili”, “Zenci”, “Aborjin” vs akvamı sömürü ve katliamlarının ilk adımlarıdır bunlar..

Bu sömürgeleştirmede ilk önce Portekiz ve İspanya, sonraki asırlarda artık büyük şeytanlar olan İngiltere ve Fransa ve diğerleri başı çeker. Sürekli hakimiyet kavgalarıyla birlikte tüm dünyayı bir şekilde aralarında taksim ede ede bu asra gelirler.. Hepimizin malumudur, herhangi bir tarih atlasında alıp sömürge haritalarına bakabilirsiniz..

image017 image018

Alem-i İslam’ın sömürge ve işgalleri ise, haritalarda bakarsak en büyük darbeleri kimlerden aldığımız daha net anlaşılacaktır. Asya tağutu Moğol’un ma’nen varisi olan Çin ve Rusya ve Hindu küffarı tüm Turan, Kafkas, Balkan ve Hind müslümanlarına çökmüştür.. Avrupa tağutu Haçlı küffar olan Fransa ve İngiltere ise tüm Arab ve Afrika ve de Hint müslümanlarına çökmüştür.. Sair memalik-i İslam’a da yine bunlar, ve sair Avrupa’lı küffar çöreklenmiştir.. Ama en büyük pay bu saydıklarımızın eline geçmiştir.. Bu tağutlardan her biri, işgal ettikleri memleketlerden çekildiklerinde, yerlerine kukla yerel tağutlar, sahte kahramanlar bırakıp öyle çekilmişlerdir. Bu, sahte kahraman bırakarak ‘dolaylı sömürü’ hala daha kullandıkları bir metoddur, ve cahil avamın direncini kırmada, uyutmada uyuşturmada en ideal yöntemdir..

Selanik Sabetayları ve Mürted Suudiler dahilden ve islam kisvesi altında; ve İngiltere ve Fransa, ve Rusya başta olmak üzere nice düvel de hariçten türlü taarruz ve hile ile yüklenerek neticede Hilafet’i yok ettiler.. Bu yıkılışta Fransa çok büyük paya sahiptir.

Rizorta Locası üzerinden Paris Şark Locası, Sabetay-Mason kadroları kullanarak önce 1909’da Halife Abdulhamid Han’ı devirerek adeta fiilen bitirdikleri hilafeti, daha sonra 1924’te resmen ilga ettirmişlerdir.. Bunun pazarlığı Lozan’da Hayım Nahum adlı Hahambaşı aracılığıyla yapılmıştı.. Halen Türkiye Masonluğu Fransa-Paris Şark Locası’na bağlıdır..

image019

1798-1801 arasında Napolyon komutasında Mısır’ı işgal eden ve Suriye Akka’da Cezzar Ahmed Paşa karşısında hezimete uğrayan Fransa; ayrıca daha sonra Cezayir, Fas, Tunus ve Mali ve civarına çöken sömürgeci olmuştur.. Ve 1954-1962 Seneleri arasında 1.5 milyon Cezayirli Müslüman’ın katili de Fransa’dır.. Bu katliamlardan bazısının video ve fotoğrafları hala daha eldedir.

Cihan harbi sonrasında Suriye, Lübnan ve Maraş, Antep, Urfa’ya çöken de Fransa idi.. Antepli Karayılan ve Şahin Bey, Maraş’lı Sütçü İmam gibi mücahidler bu işgallere karşı mücadele etmiş ve şehid edilmişlerdi..

Başından beri, yani en az yüz yıldır Ermeni meselesini kaşıyan, Ermeniler’i kışkırtan, silahlandırıp müslümanların üstüne salan, ve sonra da tehcir çıkınca Beyrut ve Paris merkezli yataklık yaparak örgütlemeye devam eden, ve günümüzde meşhur “Soykırım Yasası”nı çıkartan da Fransa! PKK ve sair muzır örgütlere en büyük desteği veren ve besleyen de Fransa!

Mali’yi 2013 yılında bile, tüm dünyanın gözünün içine baka baka işgal eden, işkence ve yargısız infazlar yapan da Fransa!

BM, Nato vs bütün şer şebekelerinin içinde en mühim mevkide rey ve icraat sahibi yine Fransa! Afgan’da Irak’da ve daha nice beldede müslümanlara bomba yağdıran aynı Fransa!

Burada ilk anda aklımıza gelen cürümlerini yazmışız diye sanılmasın ki Fransız gavurunun İslam Alemine  ve İnsanlığa karşı gerçekleştirdiği pislikleri bunlardan ibaret!..

Peygamber Aleyhisselatuvesselam’a haşa neuzubillah hakaret eden “Charli Hebdo” gibi yayınları himaye eden de Fransa!

Öyle melun bir devlet ki.. Sadece “İslam aleminde” değil evvela “Kendi halkına” karşı defalarca katliam hatta soykırım yapmaya çalışmış bir devlet geleneği vardır Fransa’da..

“Papillon” -Kelebek- adlı meşhur filmi belki bir çoğumuz izlemiştir. 1973 Yapımı ve yaklaşık üç saatlik bu filmdir. Gerçeği aratmayacak bir temsille Fransız sömürgeci ve sadistliğini anlatan bu filmde insanlara “Yasal” olarak nasıl işkence ve kıyım yapıldığı gözler önüne serilmektedir..

image020
image022

Fransa! İnsan Hakları Beyannameleri’nin merkezi Fransa! Yahu siz insan mısınız ki, insanlar ve haklarından bahsediyorsunuz!

Nasıl ki İngiltere’nin 1550’lerde Protestan katili meşhur Kraliçe “Kanlı Marry”si varsa, Fransa’nın da 1572 “Saint Barthelemey” Protestan katliamına sebep olan Kraliçe “Catherine Medicis”i var!.. Paris’de başlattığı bu katliam dalga dalga tüm şehirlere yayılır ve çocuk, kadın, ihtiyar demeden tüm protestanlar hayvanca katliama uğrarlar..

1789 “Fransa ihtilali” sırasında ve sonrasındaki sayısız katliama ve sair zulümlere, nüfusun yaklaşık % 5’inin katledildiğine ve tafsilata girmeden devam edersek..

Farklı devirlerde yaşamış olsalar da, “Küfür Tek Millettir” haberine muvafık olarak bahsetmeden geçemeyeceğim; nasıl ki Romanya’nın Satanist “Drakul”u, aynı şekilde Rusya’nın Sadist “Korkunç İvan”ı, ve İngiltere’nin Tapınakçı-Masonik şifrelerle insan avlayan Karın Deşen “Jack”i varsa, Fransa’nın da “jack” De Molay’ı vardır.. 1314’de Fransa’da hizaya getirilen Tapınakçılar’ın en büyük biraderidir, ve gebertilir. Aradan beş asır geçmiştir, 1789 Fransa Devrimi sonrasında 1793 senesinde devrik Kral Lui’nin giyotinle kafası kesildiğinde bir devrimci (Yani bir Mason) çıkıp “Jack de Molay, İntikamın alındı” diye bağırmıştır..

image024

Jack De Molay

image025

Tapınakçılar’ın devamı Masonlar’dır

1793’ten 1796’ya dek sürecek olan bir soykırım sürecine imza atan da Fransa’dır. Bu kez katledenler Laik Cumhuriyetçi ‘Maviler’, katledilenler ‘Beyazlar’ diye bilinen muhalif Katolik köylülerdir. “Vendee Soykırımı” diye tarih sayfalarında yer alacak olan katliamlarda öldürülen insan sayısı yüz binleri bulur.. Bu kıyıma dair bir çok kaynak vardır, ama şu kitabın ismi çok manidardır; “Fransız’ın Fransız’a Soykırımı”. 1986’da yayınlanmıştır..

Katliamdan kaçabilen Vendee’liler Osmanlı emanına başvuruyor, Ege adalarında veya herhangi bir beldede yer gösterilse, Devleti Aliyye’nin sadık köleleri olarak hizmetinde kalacaklarını taahüd ederek yalvarıyorlardı. Tıpkı Haçlı’nın Endülüs’te Müslümanlarla birlikte kendilerine de soykırım yaptığı Yahudiler’in de kaçarak Sultan’dan eman ve zımmilik talebindeki gibi..

1870’lerden beri de Vietnam’da sömürge katliamı yapan yine Fransa idi..

1972 ve 1990-1994 Tuti-Hutsi savaşları ve katliamlarında da işi tezgahlayan Belçika ile Fransa idi..

“Şarlman”dan “Şarlken”e, “Pierre l’Ermit”ten “Jack de Molay”a, “Charlie Hebdo”ya Cermen-Frank Avrupası!..

Asrın Pierre’leri, De Molay’ları son bir HAÇLI SEFERİ çagrısı yapıyor..

Kılıçarslan, Zengi, Salahaddin, Baybars, Süleyman, Murad yok ya güya.

Müslümanlar büyük bir imtihandan geçecek!.. Şöyle dayatacaklar, tıpkı Newyork saldırıları sonrasında “Bu bir haçlı seferidir” diyen Haçlı-Yahudi ittifakı nasıl ki “Ya bizdensin ya onlardan” diyerek herkesi Amerikan uşağı olmaya zorlamıştı, şimdi de Paris saldırıları sonrasında da aynı şekilde dayatacaklar: “Şunu şunu lanetleyeceksin! Şuna şuna da taziye sunacaksın!”, veya “Sen bize üzülmedin mi bakayım?” diye imtihandan geçirmeye çalışacaklar.. Yerel tağutlar da bu engizisyon ve haçlı seferlerinin taşeronu olacak, ümmetin gençlerini giyotin hükmünde badirelere sürükleyecekler! Neymiş, taziye kuyruğuna girecekmişiz! Size ne ulan! Biz kimin ardında kimin karşısında duracağımızı size mi soracağız?

Bu millet kime Rahmet kime Lanet okuyacağını iyi bilir!

Tarık Bin Ziyad, Alparslan, Kılıçarslan, Zengi, Salahaddin, Baybars, Süleyman, Barbaros, Murad’dan gelen bir ruhla !..

 

 

Levent Akıncı – Psikolog Tarihçi

Adimlardergisi.com‘dan alınmıştır.

 

 

image026

Faydalandığımız kaynaklardan kütüphanemizde olan bazıları..