Kategoriler
Güncel Özel Dosya

..İmam Gazali Aklı Öldürmüşmüş..

İlgili yazı:

http://odatv.com/egitimdeki-bu-kafa-isid-kafasidir-2009171200.html

http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/soner-yalcin/allah-inaniyor-sana-ne-oluyor-2017270/

Evvela beyan edelim ki, ilişikteki Odatv’nin yazısında ve benzer yazılarda İmam Gazali, Şeyhülislam İbni Teymiyye ve benzer ulemamız ve devirlerindeki İslam Devletleri ve ümeramız ile, cahilce benzetme yapılan mevcut asrî tuğyâni rejim ve hükümetler ve küfürlerinden, batıllarından, zulümlerinden, haksızlıklarından ve cehaletlerinden berîyiz! Tarihteki İslam devletleri ile bu asırdaki laik idareler kıyas bile olmaz!

Asrı Saâdet ve onun varisi olarak Emevî-Abbasî-Osmanî Hilâfetleri ile toplamda yaklaşık 1300 sene Arz’da İslam Devleti hakim olmuştur. Ve gerek fütuhat (kılıç-siyaset) gerek fütüvvet (kalem-ahlak) ehli olan cümle Ehli Sünnet Vel Cemaat ecdadımızın nicesi var ki câmi’ ve şâmil birer insan-ı kâmil idiler, şahıslardaki bu ahvâl, şahs-ı mânevî olan devletlerinde de tahakkuk etmekteydi. Yani çok yönlü ve derin idiler vesselâm..

Tağutlar asrı ile birlikte kafirler tarafından icra edilen Tarih-Ecdat düşmanlığı üzerinden yapılan İslam-Şeriat-Ehli Sünnet düşmanlığı; an itibarıyla hiç hız kesmeden devam etmektedir..

Bunlardan bir tanesi de tesadüfen fark ettiğimiz ve bir görüntüsünü ilişikte verdiğimiz Karanlık Oda haberidir. Her zaman aynı terane. Yok Ehli Sünnet düşmanı zındık Ihvan-ı Safa evrimcileri vs akıllıymış yok İmam Gazali aklı öldürmüş..

Bildiğimiz gibi Abbasi Hilafeti’nin omurgası ve vurucu gücü olan Büyük Selçuklu’da Nizamiye Medreseleri, Osmanlı Hilafeti’nde de Süleymaniye ve Sahn-ı Seman Medreseleri ve sair medreseler; gerek Naklî ilimleri gerek Aklî ilimleri rızaenlillah tedrîs eden büyük bir ilim irfan ocağıydılar. Ve Büyük Selçuklu’da Hüccetülislam İmam Gazali, Osmanlı’da Şeyhülislam Ebu Suud, İmam Birgivî, Allame İbrahim El-Halebî vs zevât-ı kîbar, devletin şerefli seyfîyyesine refîk olmuş nurlu ilmîyye, yani askeri kanada, halife sultanların kılıcına destek çıkan ve yanıldığında da onları irşad eden ışık olan büyük İslam-Ehli Sünnet alimleri idiler.. Rahmetullahialeyhimecmaîn.. Allah’ın Hükümleri’nin yani Şeriat-ı Muhammedî’nin en büyük neferleri idiler. Bu yüzdendir ki yerinden kalkan her kafir ve yerli kafirler zındıklar derhal bu alimlere saldırmaktadır.. Başta Şii Rafızîler olmak üzere Batinî Sûfi’den Mutezîli ve Muasır Mealcisine Laik küffara ve Haçlı batı küffarına; bu halife sultanlar ve alimlerden, onların kılıç ve kaleminden yana “kuyruk acısı” taşıyan tüm kafirler her fırsatta bu ümera ve ulemayı ve tarihi ecdadı itibarsızlaştırmaya çalışmaktadır. Bunu da çeşitli suretlerde yapmaktalar. Bazen bakıyoruz, bir şeyler geveliyorlar ecdada dair, bakıyoruz bazı doğrular ile yalan ve yanlışları karıştırıp uyutup uyuşturuyorlar cahilleri. Bazen bakıyoruz ecdadımıza dair isnad ettikleri dedikleri bazı hata veya zulümlerin belki yüzde sekseni süzme yalan iftira, yüzde yirmisi de çarpıtılmış gerçek.. Bazen de daha da basitleşebiliyorlar, bakıyoruz ki yüzde yüz yalan ve iftira!..

İşte onlardan birisi de kafirlerin zaman zaman söyleyegeldiği, İmam Gazali’nin akla, bilime, tekniğe muhalif olduğu ve hatta savaş açtığı yalanı!

Oysa bu iftiraları atan ahmaklar; en basitinden, en meşhur eserini yani “İhyau Ulum’id-Din”in, ki, defalarca Türkçe’ye set halinde tercüme edilmiştir, tenezzül(?) edip ilk cildini açıp ilk kısmı şöyle bir karıştırsalar.. Evet, “İlim” hakkında çeşitli tarif ve tasnifler yaptığı bu giriş kısmında bakın neler görecekler:

Tafsilata girmiyorum. Herkese tavsiyem tüm bu kısmı, yani İlim bâbını baştan sona okumalarıdır. Hem de defalarca.. Özetle söylemek gerekirse, görüldüğü üzere ilimleri çeşitli şekillerde tarif ve tasnif ediyor. Ve Tıp ve Hisab ilmine, yani Fen Bilimlere ve Mühendislik Matematik vs tüm Pozitif Bilimlere ve tüm Zenaate tüm hayırlı mesleklere “Farz-ı Kifaye” diyor. Farz yani.. Bunların daha ayrıntılı ve nadir durumlarda ihtiyaç olacak kısımları çeşitleri için de fazilet diyor. Ona da karşı değil.. Peki neye karşı? Sihir ve benzeri küfür batıl işleri öğrenmeye ve diğer sayfalarda göreceğimiz üzere, Felsefe’nin de sadece küfür-hurafe olan kısmına.. Nasıl mı?

Görüldüğü üzere o devirde bazı Pozitif Bilimler ve Mantık da Felsefe diye genel bir isimle anılageldiği için tümden karşı çıkmıyor. “Tehafüt’ül-Felasife” gibi çeşitli müstakil eserlerinde muhalif olduğu şey, bu gün bildiğimiz Felsefedir, ki, “Ne Nakli bir ilim ne de Akli bir bilim olmayıp”, sadece oturduğu yerden Halık Teala hakkında, ve din ve dünya ve ahiret hayatı ve mahlukat hakkında, her meselede işkembe-i kübradan sallayarak kafir olma işi.. Bu işe Felsefe diyoruz bu günde.. Tefekkür değil belki Tahayyül sadece, hatta hayal gücü bile denemez.. Zırva tevil götürmez denecek türden herziyat savurma, paranoid septisist ruh hastalıkları.. Yani Felsefe.. İşte Gazali buna karşı idi..

Resimlere baktıysak; neymiş; İmam Gazali Karanlık Odatv’nin yazdığı gibi biri değilmiş, Bilim ve Tekniğe karşı değilmiş! Hatta bunu farz ilimler arasında sayıyor. Ve bu ilimlerin vücubiyetini inkar edeni bahsetmeye tenezzül bile etmez ve muhatap bile saymazken, bu ilimleri ihmal edenlere en şedid surette veryansın ediyor:

Evet Zarurat-ı Diniyye de dediğimiz, müslüman olmak için şart sayılacak temel ilimler ve temel ilmihal bilgileri vs “farz-ı ayn”, ama çeşitli islami ilim dalları ve bunların ayrıntıları ise “farz-ı kifaye” olup, bir beldede bir kaç kimse bilse diğer müslümanlar istifade edebilirler. Ve böylece hepsi birden her ilmi bilmesi şart ve zaten de mümkün değildir.. Herkes her ilmi bilemez bulamaz.. Görüldüğü üzere, demek istiyor ki, her beldede bir kaç tane olsa işimiz düşünce bulup danışacağımız fıkıh alimleri olması kafi idi, her yer fakih doldu ama bazı yerlerde tabip ve mühendis ve matematikçi vs yok, veya az. Bundan şikayet ediyor ve sırf daha fazla menfaat sağlayacak diye fıkhın inceliklerinde boğulup ümmete acilen lazım olan diğer farzı kifaye ilimler yani bilim ve teknik için ihmal edenleri şeytanı sevindirmekle suçluyor ve şiddetle tenkit ediyor..

İşte İmam Gazali budur! İşte İslam alimi! İşte Ehli Sünnet alimi! Böyle cami’, şâmil, zü’lcenaheyn alimlerle doludur tarihimiz..

Bizim Soner Yalçın ve taifesindeki kadar parası kadar paramız yoktur, elimizdeki ucuz telefonla ancak bu kalitede resim çekebildik, yazıları net okunur umarız..

Bunlardaki bu kafa Emperyalist Batı ve yani tipik Oryantalist kafasıdır! Tarihimize ecdadımıza düşmanlık gözlerini kör ettiği için böyle yumurtlayıp duruyorlar. Hem de çift “Kızıl”lı.. Eskinin, değil Ehli Sünnet alimleri, Mutezile alimleri bile görselerdi bu traji-komik hallerini bunlara namert, ahmak ve müfteri derdi! Ayrıca da yazıda “İslamı boğmak”tan bahsetmişler. Demeli yahu siz Ateist Kemalist Kitapsızlar ne zamandan beri İslamı düşünür oldunuz?!

Levent AKINCI
Çoban