“Masumiyet karinesi” ile çelişen “Kadın beyanı esastır” ilkesi bir KADEM (Kadın ve Demokrasi Derneği) projesidir (Onların icadı olmasa da, savunuculuğunu yaptıkları, ve yıllardır da aile bakanlarının onlar arasından seçilip atandığı malumdur) ve İSTANBUL SÖZLEŞMESİ tarzı TAĞUTİ bir uygulamadır..
Müslümanın mantığı ise böyle çalışmaz. Şer’i deliller ile suç sabit olmak zorundadır.. Keza “Ağlamak kadının silahıdır” derler. Nitekim Yusuf Aleyhisselam’ı kuyuya atan hain kardeşleri de “Ağlayarak” babalarına gelmişlerdi ve yalan söylemişlerdi. Ve “Şeytanın hilesi zayıftır” diye buyrulan kitapta “Siz kadınların hilesi büyüktür” kavli de nakledilmiştir..
Kadın beyanı esas demek olası her tür iftirayı hakikat kabul etmek demektir. Iftiraya uğrayan ve gömleği sırtından yırtılan Yusuf Aleyhisselam bu feminist kaideye göre haşa bir istismarcıdır! Bu akıl dışı kaide nice temiz erkeği iftiraya açık hale getirmektedir. Nitekim bir tek yalan mufteri beyan ile nice erkek bazen fiziksel bazen medyatik lince ugramaktadır. Bu konuda bir çok mağdur hakkında yazar Sema Maraşlı’nın paylaşımlarını takip etmenizi tavsiye ederim.
Bu zırva kuralla sonunda yalancı çoban kurt hikayesi gibi olacağı ve bu işin gerçek magdurelere zarar vereceği ve artık kimsenin hiç bir şikayete inanmayacağı da aşikârdır.
Neyse ki bu ve benzeri rezaletlerin müsebbibi olan müstekbirler sonunda zelil bir şekilde gidecekler.. Yükseğe çıkan sert düşer..
Levent AKINCI