Tedrîsin sonradan görmesi
Derya içre kuru kaz olmuş
Katranı kaynattım gurresi
Selhinde beyhûde köz olmuş
Biliriz nâdan, zarif değil
Zamane piçi, herif değil
Kanma gafile, ârif değil
Nefsi şeytâna ikiz olmuş
İlkinde sanırsın bal arı
Giymiş müslüman urbaları
Salih kulların kıssaları
Fasid ağzında sakız olmuş
Ahvâlin görmedik bir müddet
Aynı küstahlık, aynı hiddet
Nihayet de eyledi riddet
Maraz üç ise, dokuz olmuş
Gerekmez müstekbir, def olsun
Terstir baş tası, nice dolsun
Evvel neydi ki, ahir n’olsun
Dünkü buzağı öküz olmuş
Akıncı’m namertle söyleşme
Sür atını, bunda eğleşme
Batnında kırk yıllık fahişe
Sureta bakire kız olmuş
Yıllar önce yazdığımız bu şiiri, adeta içindeki marazı garazı sonunda irtidat ederek kusan döneklere atfen kaleme almıştık..
Devir öyle bir devir ki, bazen meyhaneden Dudayev’ler Malcolm’lar, medreseden tekkeden de Kadirov’lar çıkabiliyor..
İngiliz Yvonne Ridley, Fransız Sophia Petronin gibiler islama koşarken, islam Ümmeti’nin içindeki kişilik bozukluğu olan münafık karakterli birileri patır patır dökülüyor ve renkten renge giriyorlar.. Hidayet böyle bir şey işte. Nasip ve talep meselesi. Kimi bataklıkta gül, kimi de gülistanda yılan..
Sürekli deri değiştirip dursa da yılan aynı yılan..
Sürekli yer değiştiren, batıp batıp çıkan kara batak veya sürekli bir delikte kaybolup başka delikten başını gösteren münafık köstebek misali, üç beş yılda hatta senede hatta ayda bir itikat, fikir ve huy değişen bukalemunlara şahit oluyoruz zaman zaman. Ve Istikamet üzere bizi sabit tutup İstikrarlı kılması için dua ediyoruz ve bu duruş için şükrediyoruz Hâdî ve Mudill olan, Rahman ve Kahhar olan, Muizz ve Muzill olan Allah Teâlâ’ya.. Ve kendisine Sâlât ederken bir kez daha idrak ediyoruz Resulullah Aleyhisselâm’ın ahir zaman hadislerini..
Ahvalin görmedik bir müddet.. Bir bakıyorsun; müslüman bilinen mümin sanılan biri kaşla göz arasında mürted olmuş..
Ateist, Mealci Deist, Kemalist, Demokrat, Liberal, Feminist, Batinî, İbâhî vs çeşit çeşit küfre düşenler oluyor. Kimisi bırakın bizi hayvan gibi yaşayalım diyemediği için bunu sözde ateizmle ifşa ediyor, kimi gözüne kestirdiği bir karşı cinse yaranma sevdasıyla, kimi mevki makam aşkıyla, kimi de içinden çıktığı camiaya veya ümmete bir kin intikam duygusuyla.. Çeşitli sâiklerle irtidat ediyorlar. Ve çoğusu, çıktıkları o rahme de istihza, iftira ve ihaneti misyon ediniyorlar. Allah en doğrusunu bilir.
Fakat şurası belli oldu ki, itikadı sahih ve ahlakı mizacı temiz mert müminler hariç, diğer ‘bazı’ birilerini bir süre görmediğimiz zaman onlar adına korkuyoruz. Acaba nerelere savruldu, hangi çukurun kenarında veya dibinde diye tereddüt ediyor insan..
Ahir zaman bu. Hem Tağutlar asrı. Maalesef imanlı yatıp imansız kalkan, imanlı kalkıp imanlı yatan insan tipi yaygın. Bu, islami kesimde böyle olduğu gibi, modern cahiliyyede ise belki on katı daha fazla bir oranda görülüyor. Akrabalıktan izdivaca, dostluk, arkadaşlık yoldaşlığa.. Çoğu durumda döneklik görülüyor.. Hafizanallah..
Allah iyilerden kılsın ve iyilerle karşılaştırsın bizi. Amin.
Ve kâfirin bile komşuluğa namerdi mürtedi değil, merdi makbul tabiri caizse..
Levent AKINCI