Kategoriler
Güncel Özel Dosya

TARİH.. İBRETLER SAHNESİ…

1877-78’de Halife Sultan Abdulhamid Rahimehullah devrinde cereyan eden ve ordularımızın Gazi Osman Paşa Rahimehullah komutasında olarak katıldığı Plevne savaşı hepimizin hafızasına o muhteşem “Tuna Nehri Akmam Diyor..” Ağıtı-Marşı ile kaydedilmiştir malum..

Bu büyük destansı direniş karşısında Rus Çarlığı, içeride Komünist muhaliflerce alay konusu edilmiş, daha hasta bir devlete bile bu kadar kuvvet farkına rağmen rezil oldunuz, denilmiş ve Çarlık sistemi esasen bu itibar kaybı ile çöküşe geçmiştir.. Ve nihayetinde o dev Rusya Çarlığı 1917 Sovyet Komünist İhtilali ile tarihe karışmıştır..

Ve Çarlık Rusya’sının toprakları dışındaki Sömürgeciliğini hız kesmeden devam ettiren Sovyetler Birliği Rusya’sı, tüm Batı ve Orta Türkistan, ve Kafkas ve Balkan Islam memleketlerini tümden istila edip Çarlık zulmünü aratır bir surette zulumlere, soykırım, tehcir ve asimilasyonlara o kanlı kızıl imzasını atmıştır.. Aynı zulüm eş zamanlı olarak Komünist Çin tarafından da Doğu Türkistan’da gerçekleştirilmekte idi..

Bu düzen hep böyle gider zannı ile 1979’da aç Köpekler gibi ve aynı hırsla ve aynı acımasız şekillerle Afganistan’ı da işgal eden Sovyetler Birliği gerek yiğit Afgan Mücahidleri gerek Atlantik’ten Pasifik’e tüm İslam memleketlerinden CİHAD’a gelen ve günümüzde küresel cihadcı da denilen, iman kuvveti ile savaşan bu bir avuç Fedai Akıncı karşısında büyük bir hezimete uğrar ve; bizim de çocukluğumuz bu savaşın haberleri ile geçmiştir; şahit olduğumuz üzere 1989’da mağlubiyeti kabul eder ve işgale son verip ardında, o şanlı Kurtların vadi ve dağlarında pis cesetlerini ve enkaza dönmüş savaş makinalarını bırakarak çekilir..

Bu küçücük ülkede bir avuç mücahide yenilerek; “Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyetler Birliği” gibi iki süper güçten birisi olan koca Rusya madara olur ve çöküş başlar. Bir yıl sonra 1990’da Sovyetler Birliği dağılır..

İlişikteki şarkıyı ve klibini çok severim. Plevne türküsü tadında dinlerim.. Gerçek görüntüler eşliğinde, gördüğümüz üzere..

Kısacası, İSLAM Ümmeti, sadece kendi coğrafyalarında değil, bazen doğrudan bazen de dolaylı olarak doğunun ve batının coğrafyalarında da baş roldedir hep. Tarihe yön veren en büyük etkendir. Öyle ki edilgen sanıldığı en zayıf dönemlerinde bile dikkat edilirse bilakis etkendir..

İşte bir misal.. Plevne’de hasta adam Osmanlı’nın başta Türk mücahidleri olmak üzere çok uluslu ÜMMET ordusu gazileri karşısında madara olan Çarlık Rusya’sının yıkımı başlar.. Çok geçmeden bu devin yerini daha büyük bir dev olan Sovyet Rusya’sı alır.. Fakat kadere bak ki onun da yıkımı yine müslümanlar sebebiyle olur.. Afganistan batağında başta Afgan mücahidleri olmak üzere çok uluslu ÜMMET ordusu gazileri karşısında madara olan Komünist Rusya yıkılır…

Her gelene teneke bağlayıp yolladık vesselâm.. Gelene de gelmeyene de..

Dün Rusya’nın bu gün Amerika ve Avrupa’nın kıçına teneke bağladığımız yer yani Afganistan; haritada bakarsak küçücük bir ülke.. Ya üç kıta yedi deryaya hukmeder bir Hilafet olsa kim bilir yine ne Salahaddin’ler Baybars’lar, Süleyman’lar, Barbaros’lar çıkar.. Ve nice Hittin, Ayncalut, Mohaç, Preveze’ler görürüz!..

Psikolog-Tarihçi / Levent AKINCI