“Şeriat Emevî bedevî töresidir” diyen ve Laik mahalleye yaranmak için her fırsatta İslama ve Ümmete saldırıp duran Kemalist ilahiyatçı Cemil Kılıç, geçenlerde, depremin ilk günlerinde Tekbir düşmanlığı yapanlara destek mahiyetinde sosyal medyada bir şeyler gevelemiş; depremde enkazdan canlı kurtarınca Şükür denmeliymiş Hamd edilmeliymiş, ama Allahuekber denilmemeliymiş, o savaşta ve kurban kesilirken denilirmiş..
Caaahiiillll! Zındık!
Elbette o da denebilir bu da. Hepsi caiz ve hayr. Ama Tekbir sadece savaşta ve kurbanda getirilir gibi bir ifade tam bir cahillik zındıklık!
Resulullah Aleyhisselam’a Mekke’de ilk inen surelerden Muddessir suresinin 3. âyeti “VeRabbeke Fekebbir”dir. Rabbini Tekbir et! Burada, yani daha vahyin başında ilk günlerinde bile Tekbir emredilmiştir. Ne muharebe Cihadı ne Hacc ne Kurban yok iken.. Resulullah Aleyhisselam ve kendisine bildirir bildirmez Hatice Radiyallahuanha validemiz, derhâl Allahuekber demişlerdir..
Ezanda ve Her namazda defalarca Allahuekber deriz. Cihadda, Haccda, Taaccub edince, Korkunca, Sevinince, Bayram Tekbirlerinde, Namaz sonrası Tesbihatta ve günlük Zikirlerde, Hilali İlk görünce, Yüksek bir yere çıkınca, Bineğe binerken, Av sırasında vs hayatın bir çok yerinde Allahuekber denilir. Bu dediklerimin hepsinin de nakilde yeri var. Ayetlerde, Hadislerde, Ashabda Selefte yeri var hepsinin. Bir adet veya yorum değil bu yazdıklarım..
Besmele, Tehlil, Tekbir, Tesbih, Hamd, İstiğfar, Lahavle, Hasbiyallah, ve Salavat ve diğer bazı zikir ve dualar her müslümanın temel zikir vird ve dualarıdır.
Bir müslüman Al-i İmran suresinin 191. ayetindeki “Onlar ayakta, otururken ve uzanırken Allah’ı zikrederler” kavli mucibince serbest zamanlarda dâhi ve sayısız sınırsız olarak bu Zikir ve Duaları yapsa ibadettir sevaptır, hayırdır. Nitekim Ahzâb suresinin 41. âyetinde “Ey iman edenler, Allah’ı çok çok zikredin” diye buyrulmuştur. Ve bu Zikir ve Dualar bir çok ayette ve hadiste emredilmiştir..
Bunlardan birisiyle, İsra suresinin 111. âyetinin şu son cümlesi ile bitirelim; “Ve Tekbir getirerek O’nun büyüklüğünü ilan et!”..
Levent AKINCI