Kategoriler
Güncel

Vesvese

“Hocam ben istemesem ve razı olmasam da arada bir içimden dinsiz sualler geçiyor” veya “tam namaza duruyorum, istemediğim reddettiğim halde aklıma çirkin sözler veya görüntüler geliyor” vs hatta haşa “mukaddesata küfreden sözler imgeler vs geliyor aklıma, bunları irade etmediğim ve reddettiğim halde”. Hakka karşı şüphe veya inkâr ve buğz ile iman bir kalpte bulunmaz, kâfir mi oluyorum o durumda, ne yapmalıyım? Gibi suallere, bilhassa genç kardeşlerde çok rastlıyoruz.

Evvela şunu söyleyeyim; alimlerimiz “Vesvese” konulu çok şey yazmış söylemiş hatta bu bahiste müstakil kitaplar kaleme almışlardır. Onları tavsiye ederim. Oralarda ilgili bir çok âyet ve hadis nakledilip tefsir ve şerh edilmiştir. Şu ayet ve şu hadis gibi mesela;

– Sana uyan azgınlardan başka, kullarımın üzerinde hiçbir nüfuzun yoktur. (Hicr Suresi/42. Âyet)

– Resulullah (Aleyhissalâtu vesselâm)’ın ashabından bir kısmı ona sordular:

“Bazılarımızın aklından bir kısım vesveseler geçiyor, normalde bunu söylemenin günah olacağına kaniyiz.”

Resulullah (Aleyhissalâtu vesselâm):

“Gerçekten böyle bir korku duyuyor musunuz?” diye sordu.

Oradakiler “Evet!..” deyince:

“İşte bu (korku) imandan gelir (vesvese zarar vermez).” dedi.”

[Müslim, İman 209 (132); Ebu Dâvud, Edeb 118 (5110)]

Şimdilik bir kaç başlıkta şu kısa nasihati de edeyim acizane

1) “İçimden” geçiyor derken; bi yerde şunu demek mümkündür, “Akıl” başkadır “Kalb” başkadır. Ister nefs ister ifritler kaynaklı olsun, sen onlardan razı olmadığın halde, Akla gelip uğrayan her şey Kalbde karar kılmış demek değildir. İman kalbdedir. Tefekkürle şöyle telkin et kendine, bu batıllar aklıma geliyor, kalbimde değiller. Hãdî ve Mudîll olan Allah’tan başka kimsenin gücü hidayete de dalalete de kadir değildir! Yer gök birleşip gelse Allah izin vermedikçe beni kimse saptıramaz, kalbimdeki imanı yok edemez! Şeytanın, kendisine uyan azgınlar hariç, kimse üzerinde bir sultası yoktur; şeytanın, Rahmân’ın kulları üzerinde bir hâkimiyeti yoktur. Ve yine, haber verildiği üzere, “Şeytanın hilesi zayıftır”.

2) Madem bu küfr şeylerden “Razı” değilsin bunları tasdik ve tasvip etmiyor bilakis telin ve tekfir ediyorsun; o halde bu vesveseler zuhur ettiğinde derhal ben batıl şeylerden razı hoşnut değilim, bunları redd ve tekfir ve telin ediyorum, ben bunlardan berîyim. Diye tefekkür etmelisin. Veya öyle olduğunu hatırlamalısın.

3) Bu batıllar benim “İrademle” olmuyor, ben bunları bile isteye düşünmüyor kasten tasavvur ve tahayyül etmiyorum.. Demeli. “Teklif-i mâ lâ yutak yoktur”, kişi iradesi ve kudreti dışında olan şeylerden mesul tutulmaz. Hakikatini hatırlamalısın.

4) Din bize “Şeytandan” ve “Vesvese”den Allah’a sığınmamız gerektiğini ve vesveseleri yücelttikçe adeta şişen bir balon gibi olup onları önemsedikçe adeta devleşeceklerini ve Allah’a sığınıp onları önemsemedikçe tesirlerinin azalacağını veya yok olacağını haber vermektedir.

5) Merak ve suallere gelirsek. İbrahim Aleyhisselam’ın Rabbine “Ölülerin nasıl diriltildiğini” sormasındaki gibi ise, yani imanda şüphe değil de bilakis imanı kuvvetlendirmek ve “Kalb ve Akıl” daha da mutmain olsun yakiyn artsın diye olan merak ve araştırmaların varsa, yani başta ve sonda ve her halukarda “Allah’a iman ediyor teslim oluyor” isen; bu suallerin merakların en azından her çeşidi bildik felsefi küfr ve şüphe değildir Allahualem. Fakat cevabı cüzi irade ve cüzi akıl ile asla bilinemeyecek idrak edilemeyecek şeyleri kurcalamaksa mesele, bu sadece akla ve imana zarardır. Eskiler “En büyük idrâk idrâksizliğin idrâkidir” derler. Ve “Kocakarıların itikadı üzere olun” denilmiştir. Onlar sık sık şunu söylerler ya hani; “Hikmetinden sual olunmaz”.. Yani kardeşim, biz İbrahim aleyhisselam gibi değiliz, vahiy almıyoruz, vahyi mesajı malumatı aldık nakille, yani Kuran ve Hadisler ile bize erişti her şey. Bundan öte, akıl nakli talim etmede ve ona göre itikad ve amel etmede bir vesiledir araçtır. Aklı Naklin önüne ya da yanına alan fırkalar zındık olmuşlardır. Günümüzde bir çok modernist, İbrahim Aleyhisselam kıssasını, tefsirine bakmadan hevasına göre çarpıtmaya çalışarak, batıl ideoloji ve zanlarını, hevai tevillerini meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Bu meselede dikkatli olmak gerekmektedir.

6) Şeytanların da amacı ve sevinci budur zaten; yani senin vesveselerle kâh ye’se ümitsizliğe kâh öfkeye paniğe düşüp imanı ve ibadetleri terk etmendir! Eğer ki bu süreç Allah korusun bu şekilde neticelenirse sen de “istemem yan cebime koy” demiş olduğunu; yok eğer sapmadan istikametinde istikrar üzere devam edersen de “fitnelere ve vesveselere rağmen” Allah’a kullukta ısrarcı olduğunu ve bu hileyi Biiznillah, Allah’ın tevfikiyle yendiğini göstermiş olacaksın..


Levent AKINCI