“Tek olarak yaratıp, kendisine geniş servet ve gözü önünde duran oğullar verdiğim, kendisi için nimetleri önüne serdikçe serdiğim o kimseyi bana bırak!” (Mudessir Suresi 11-14. Ayetler)
…….
Göz önünde oğullar..
Hangi kadim alimimiz idi hatırlayamadım, bu yüzden kitabı kaynağı veremeyeceğim an itibariyle, fakat aklımda kalan şu mühim tefsiri hatırladığım kadarıyla nakledeyim;
Ayette göz önünde oğullar diye bahsedilen oğullar erişkin delikanlı oğullar idi. Erişkin evlat için göz önünde olması fıtratın tabiatın bir gereği ise, daha küçük evlatların ebeveyn yanında olması daha elzemdir..
Evet, küçük çocukların zaruri durumlar dışında anne ve babasından bir gün bir gece bile ayrı kalması doğru değildir! Bu, hem çocuk için tam bir psikolojik travmadır, hem de çeşitli istismarlara daha açık hale gelmesidir.
İstismar bazen cinsel, bazen fiziksel şiddet, bazen ve çoğu zaman da psikolojik şiddet şeklinde olabiliyor. Yatılı olarak verildiğinde emanet edilen murebbiye veya muderrisler temiz insanlar, emin ve ehil kimseler olsa dahi, bu kez de akran zorbalığı ile ezilebiliyor çocuk. Hiç birisi olmasa bile, sadece anne babaya, kardeşlere, aile ve akrabaya olan o hasret o özlem o ayrılık acısı o çocuğa ızdırap olarak yeter.. Geri kalan ömrü boyunca izlerini taşıyabiliyor..
Üniversitede pdr okuduğum yıllarda telefondan bazen haftada bir iki kez bazen on onbeş günde bir istanbulu evi arardım. İlk gurbetçiliğim değildi. Bazı gençler görürdüm, her akşam ailesini arıyor, ilk defa gurbete çıkmış, dayanamıyor. Çok tabii bir durum. Özlüyor haliyle. Düşünün, üniversiteye gelen böyle iken daha küçükler ne yapsın?
Fetodan Köy Enstitülerine, hurafecisiyle laikcisiyle bir çok örgütlenmede şunu gördük; çocuğun ve gencin aile ve akrabasıyla kavmiyle bağlarını kopartmak ve kendilerine koşulsuz itaat eden merhametsiz duygusuz köleler robotlar yetiştirmek gayretinde idiler..
İster hafızlık ve ilmihal için yapılan yatılı kurslar gibi dînî talim terbiye için olsun; ister bilim ve teknoloji kampları veya ders etüdleri vs için yapılan bilimsel eğitim ögretim kampları veya yatılı okullar olsun; zaruret mecburiyet halleri haricinde hiç birisini doğru ve sağlıklı bulmuyorum. Değil çocuklar, ergen ve erişkin delikanlılar ve kızlar için dahi uzun süreli yatılıyı uygun bulmuyorum. Bilhassa küçükleri zaruret olmadıkça yatılı göndermek, Fıtrata ve Sünnete ters. Çocuğun yeri, büyüyüp izdivaç yapıp ayrı eve geçene dek ailesinin yanıdır! Belki erişkinlerin ergenlerin kısa süreli yatılı durumları makul olabilir. Ama hele hele çocuklarda asla doğru bulmuyorum. Ne okuyacaksa, günübirlik devam etmesi, geceyi evinde hanesinde geçirmesi daha uygun. Sadece bazı kısa süreli kamplar vs belli şartlarla, belki faydalı olabilir.. Bu gibi durumlarda da çocuğun talepleri ve gönüllülüğü dikkate alınmazsa, ögretilecek olan şeylere ve aileye karşı birer nefret oluşur. Faydası olmaz..
Çeşitli kötü örneklerdeki istismarları ve kurumları cemaatleri tarikatları bahane ederek islama saldıran laikçiler gibi de düşünmüyorum asla. O kafirler dürüst olsalar zaten, her türlü yurda, yatılıya, bilim sanat eğlence kamplarına ve yatılı bölge okullarına, ve eski köy enstitulerine ve hatta yetimhanelere de karşı çıkarlardı..
Benim burada anlatmak istediğim;
Evvela; ayette bu göz önünde olma durumu bir nimet olarak zikredilmiş. Yani fıtri olan budur. Olması gereken budur. Hele de küçükler için. Firkat hüznü hem ebeveyn hem evlatlar için bir büyük travmadır!
Saniyen; erkek olsun kız olsun, evlatları babadan veya anneden ayıran batıl yasalara lanet olsun. Babası veya anası sağ ve salim olan nice çocuk var ki, boşanma sonrasında yetim veya öksüz gibi hatta pç gibi büyümek zorunda bırakılıyor!
Feminist yasalar ile bilhassa babalar ve evlatları birbirine hasret bırakılmaktadır. Lanet olsun tuğyani kararlara..
Anneyle çocuğunu ayırmak koparmak daha az görülse de, o da aynı zulüm, evet bazen de eski koca çocuğu anneye göstermiyor, bunu da telin ediyorum!
Kuran’da bir kaç yerde geçer “Allah’ın birleştirilmesini emrettiği şeylerin arasını açarlar” diyor fasıklar için. Tefsirlerde bu arası açılan kopartılan şeyin aile akraba bağları olduğunu görüyoruz..
Levent AKINCI